çalışma masasına yapıştırdığım çiçek şeklinde, kristal, pembe bir boncuk vardı. masaya çıkıp o boncuğa gözümü yaklaştırdığımda ukrayna'yı (küçükken babamın işi dolayısıyla bir dönem gidip yaşamıştık) görüyordum.
selimcan ve sevcan isimlerinin birebir aynı olduğunu düşünüyordum. mahalleden arkadaşlarımın isimleriydi ve çok zor ayrımına vardım, neden acaba.
toprağı yeterince kazarsak dinozor kemiklerine ulaşabiliriz, hadi kazalım diyip 1 hafta her gün sabahtan akşama kadar kazmıştık. benzer bir uygulamayı petrol bulacağız diye de yaptık.
toprakta denk geldiğimiz deniz kabuğu sonucu "burada eskiden deniz varmış" kanısına varmıştık.
eğer toprak kırmızıysa kesin kandır ve cinayet işlenmiştir diyip olayları(?) çözmeye çalışırdık.
bi topum vardı üstünde mavi saçlı bir kız çizimi, sevimli bir şey. ben zannediyordum (:d?).
rüya tabirleri kitabı diye bir şey vardı anneannemlerin evinde, kapak fotoğrafındaki bebeğin kim olduğunu hep merak edip durdum. çeşitli fikirler oluyordu kafamda (acaba annemin bebekliği mi? ya da x'in)
göz kapağıma acı oje sürdüm acaba kalıp gibi durur mu gözüm diyerek.
tırnağımı zımbaladım acaba delinir mi ki diyerek.
kalıp beyaz peyniri anlatmak için "üstü minik üçgenlerle dolu olan peynir var ya" diyordum çünkü beyaz peynire fazla yakından baktığımda üstü tırtık tırtık minik üçgen piramitlerle doluydu.
aynı zamanda hanımeller bitkisinin başçık bölgesini de (polenlerin olduğu kısım) patates kızartmasına benzettiğim için oyunlarda kullanılmasını teklif etmiştim. ret gelmişti. neyse daha iyi bir seçenek bulmuştum zaten bir çeşit sukulent sağ olsun.
yerde yosun tutmuş minik bir bölgeye adacık adını vermiştik. hedef, içerisinde bir şekilde böcek möcek yaşatıp adayı büyütmekti. düzenli gidip gelip inceliyorduk, yerden koptu gitti fazla yağmurla birlikte.
fıstıklı dondurmadan bedava çıkma ihtimali, diğer dondurmalardan çıkma ihtimalinden daha fazlaydı çünkü fıstıklı kadar rezil bir dondurmanın satışları az olduğu için firmalar bedavaları onlara koyuyordu. (bunun belki doğruluk payı vardır)
fıstıklı cipsi kimse sevmez sanıyordum, lisede öğrenmiştim seveninin hakikaten olduğunu.
gece gece oturup bunları düşündüm, ne yaşıyormuşum kafamda! iyi gelmişim şimdiye.
edit. güncellerim ben burayı.
başlıkta ara
sevilenler: tümü
|
bugün