sandık görevlisiydim seçimde.
sabah 5 (beş) olduğunda ben okul önünde bekliyordum. bütün günü de tetikte ve gözlemlemeye ara vermeden geçirdim. sayım bitip müşahitimizle sandığı gönderdiğimizde saat 12 ye geliyordu. zaten sonuçları da gözle görünce insan iyice çöküyor. hele de en olmadık yerde. neyse. seçim dediğin üç gün sürseydi de o sonuçları görmeseydim. sonuçları görünce filler oturdu omuzlarıma. dedim ki amaaaan böyle işin, böyle coğrafyanın...
eve vardığımda saat 1e geliyordu. ne tvyi açtım. ne telefona baktım. islak imzalı tutanakları parti gruplarına gönderip yüzüstü yatağıma gömüldüm. sabaha umutla, mucizeyle uyanmak da yoktu aklımda. kendi sandığımdan çıkan sonuç öyle etkilemişti. ne diyorduk allasen, hah yorgunluk. fiziksel olarak çok yorulmak bir şey değilmiş. zihnen yorgunluk bambaşka bir şey. moral ile doğru orantılı artan veya azalan, insanı gerçekten zorlayan bir şeymiş yorgunluk.
başlıkta ara
sevilenler: tümü
|
bugün