bugün gündem filtresi

gündeminizi kişiselleştirin:
    yenile (0)
    « / 1 »
    daha fazlası
    • 5 yıl sınıf anneliği yapan bir ebeveyn olarak merak ettiğim tek bir konu var; öğretmenler akıl sağlığını nasıl koruyor? teneffüsü ayrı dersi ayrı bir kabus yemin ediyorum. gürültü, kavga, adeta "daha fazla ben delireceğim" yarışına girmiş çocuklar... öğretmenlerimizin gerçekten de emeklerinin hakkı ödenmez.

    • önceden "muallim" kelimesi ile ifade edilen mesleği icra eden kişidir.

      öğretmen, öğreten kişi anlamındaki isimdir. muallim de ilim ile ilişkilendirilerek ilmi öğreten kişi anlamında kullanılan öğretmen kelimesinin eski dildeki karşılığıdır.

      öprenme ve öğretme işi aşırı çaba ve fedakarlık isteyen bir iştir. sadece huni misali bilgi aktaran kişi olarak görülmemelidir.

      öğretmen bilginin yanında hayatı, kültürü, geleneği, davranışlarıyla da aktaran kişi olmalıdır.

      özellikle ilk/orta eğitimde hayata hazırlayıcı olarak kabul edilmesi gereken otıritedir.

    • türkiyede öğretmenlik sürekli sizden alıp götüren size hiçbir anlamda bir katkısı olmayan bir meslek ne yazık ki.

    • insanı gün gün bitiren ve sürekli tüketen meslektir. bitmeyen gürültü patırtı yüzünden sürekli migren ve baş ağrısıyla yaşamaktır. evine ve ailene enerjinin ve bazen hiç tahammül gücünün kalmaması, onları başkalarının çocukları için ihmal etmektir. hiç bitmeyen dertler dinlemek, gece vakti aile ve ev mahremiyetinize saygı duyulmadan yerli yersiz tacize varan telefonlar, mesajlar, taleplerdir. karşılığını maddi olarak alamazsın. her şeyin parayla ölçüldüğü dünyada ögretene saygı da kalmamış maneviyatı da bitmiş ve bitirilmiştir. yukarıda ilgeru'nun anlattıkları bir çok idealist geç ögretmeni intihara kadar sürükleyen acı gerçekler. özel okullar köle şartlarında çalışma bekler. devlete girmek için belli sarı sendikalar ve siyasal çevrelere yanaşmak gerekir. akademiada hocalık da bambaşka sorunlar yumağıdır. son beş yılda aç kapa artema reklamına dönmüş okullardan kim verim bekler, kim motivasyon bekleyebilir? eskiden cahil en azından susması gerektiğini, yerli yersiz konuşmamayı bilirdi. şimdi herkesten çok onların sesi duyuluyor. böyle bir ortamda ögreten olmak ne mümkün? herkes pedagojik formasyonda ordinaryus. zaten onlar herşeyi biliyor.

    • bir öğretmenim vardı. sınıf öğretmeni ve türkçe öğretmenimizdi. onun derslerindeyken sınıfın en uslu öğrencisi olurdum, derslerini dikkatle dinlerdim. çok severdim öğretmeni. hiçbir zaman beni fakirliğimle yargılamadı. sorunlu bir öğrencilik geçirirken benimle ilgilendi. şevkatli bir öğretmendi. okul çıkışlarında beraber yürürdük. bir gün evime davet ettim, kırmadı geldi. kendisini hayatım boyunca unutmayacağım.

    • sen evde bir çocuğunla baş edemezken bir sınıf dolusu çocuğa kol kanat gereken , sabır bireylerdir. ilkokul öğretmenim..çok severdim
      hakları ödenmez

    • öğretmenlere çok kızıyordum fakat sonra sonra düşündüm ki bu adamların saygınlığını aldınız kendilerini geliştirme imkanlarını aldınız hayallerini aldınız (kazandıkları parayla anca geçinebilirler ev araba filan hayal) onları kumarın coinin borsanın kucağına attınız. sonra eğitimin iyi olmasını beklediniz. çok saçma. geçen kendim duydum "öğretmenim sizin maaşınızı annem salça fabrikasında çalışarak alıyor. neden okumaya çalışayım ki. " sonuç bu

    • hayatına dokunarak etkilediğim öğrencilerimin varlığı nedeniyle kendimle gurur duyuyorum.

      öğretmen bir huni misali kendi beynindeki bilgileri öğrencilerinin beynine aktarım yapan kişi değildir.

      öğrencilerine küçük dokunuşlarla rehberlik eden, hayatta başarı yollarını açan, zorluklarla başetmesini öğreterek birey olmasını temin edebilen bilgedir.

      selam olsun bilge öğretmenlere.